Sınav sonrası yargılayıcı dilden uzak destekleyici ve motive edici bir rol üstlenilmeli

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uzm. Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, LGS sınav sonuçları açıklandıktan sonra çocuğun akademik, sosyal ve kişisel gelişimini olumlu yönde desteklemek açısından ebeveyn tutumlarında dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

Sınav sonuçlarının açıklanması ve tercih dönemleri, çocuğun sadece akademik yaşantısı için değil, psikolojik yaşantısı içinde kritik bir önem arz etmekte olduğunu söyleyen Uzm. Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, "Özellikle bu dönemde çocuğun akademik performansına yönelik katı ve baskıcı bir tutum sergileyen, ötesiyle kıyaslayan, duygularını düzenlemede güçlük yaşayan, yüksek stres tepkisi gösteren ve çocuğun duygusal sürecini görmezden gelen aile tutumları, çocuğun benlik saygısı üzerinde olumsuz etkiler oluşturabiliyor." dedi. 

Yargılayacı dilden uzak destekleyici ve motive edici bir rol üstlenilmesi gerektiğini vurgulayan Uzm. Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, "Çocuğunuzun sayısal değerlerini değil gösterdiği çabasını taktir edin. Ona inandığınızı ve güvendiğinizi sözel ve davranışsal yolla gösterin. “Ben zaten biliyordum. Senden bir şey olmaz. Çalışmadın böyle gidersen bir şey olamayacaksın“ gibi olumsuz ve cesaret kırıcı yıkıcı dilden uzak durun. Bu dil çocuğunuzu motive etmek değil hem kişisel hem sosyal hemde akademik kimliğini olumsuz yönde etkileyecektir.  Tam tersi olumlu ve gerçekçi yaklaşımlarla ileriki akademik yaşantısına yönelik kendisini cesaretlendirin. Çocuğunuz yıl boyunca kendi potansiyeli içerisinde bugüne kadar geldi. Bu sürecin kendisi içinde sancılı olabileceğini unutmayın." diye konuştu.

Çocuğunuzla tercih edebileceği okulları gezin onunla birlikte bilgi alınması gerektiğini belirten Uzm. Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, çocuğun fikirlerine ve tercihlerine önem verinmesini ve seçimlerde ölçü ebeveynin değil gencin kendisi olmasının önemini söyledi.

Uzm. Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, kıyaslayıcı tutumların çocuğun hem sosyal ilişkilerini hemde benlik saygısını olumsuz yönde etkilediğini belirterek, "Her çocuk biriciktir. Çocuğunuzu mevcut potansiyeli üzerinden değerlendirin. Tüm bu süreçte çocuğunuzla kurduğunuz iletişimin onda yüksek beklenti oluşturmamasına dikkat edin. Aksi taktirde olumlu etki yaratmak amacıyla yaptığınız konuşmalar çocuğunuzda baskı hissettirerek kaygı seviyesinde artışa neden olacaktır. Sınavın hayatlarının tek belirleyecisi olmadığını ve sadece küçük bir parça olduğunu ifade edin. Bu değerlendirme onun kimlik değerlendirmesi olmadığını sadece o sınavın bir değerlendirmesi olduğunu ona hissettirin. Sonuçtan bağımsız her zaman istediği sürece kendisine destek olacağınızı belirtin." ifadelerini kullandı.

"Duygular bulaşıcıdır. Çift yönlü stresi azaltmaya yardımcı olun" diyen Uzm. Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, şöyle devam etti:

"Ebeveyn stresli ve stresi yönetmede zorluk yaşıyorsa çocuk için bu süreci yönetmek daha zor olacaktır. O yüzden önce ebeveyn olarak kendi stres seviyenizi azaltmaya yönelik becerileri uygulama konusunda harekete geçin. Zorlandığınız durumlarda uzmandan destek alın. Bununla birlikte çocuğunuza nefes egzersizi, gevşeme egzersizi ve meditasyon gibi stresle başa çıkma tekniklerini öğrenmeleri konusunda yardımcı olabilirsiniz. Özellikle sınav haftasına girilen dönemde alınan puanlardan ziyade sınav öncesi ve sonrası çocuğunuzun hislerine odaklanın ve duygusal ihtiyaçlarını gözlemleyin. Örneğin, çocuğunuza ‘Nasılsın?’ ‘Kendini nasıl hissediyorsun?’ ya da “Sınav sonucun hakkında ne düşünüyorsun” şeklinde sorular sorarak onun duygularını ifade etmesine yardımcı olun."

Uzm. Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, sınav sonucu hakkında iletişimde olunması gerektiğini, çocuğun duygularını ifade etmesine izin verilmesini belirtti.

Hibya Haber Ajansı