enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
16°C
Pazartesi Az Bulutlu
16°C
Salı Az Bulutlu
18°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C

Hibya’da ‘Ekonomi Sohbetleri’ gerçekleşti

Hibya’da ‘Ekonomi Sohbetleri’ gerçekleşti
A+
A-

İlkay Arıkan’ın moderatörlüğünü yaptığı Ekonomi Sohbetleri’nin bu haftaki konuğu Piyasa Katılımcısı Sinan Arslaner oldu.

Sohbet havasında gerçekleşen yayında,“ Türkiye de yatırım bankacılığı”, “yeni dönemde yatırım bankacılığının getirdiği fırsatlar”, “çevreye duyarlı ekonomi, kurumsal ve sosyal sorumluluk etkisi” gibi konu başlıkları ele alınarak, yatırım bankacılığının gelişim gösterememesinin nedenleri tartışıldı.

Moderatör İlkay Arıkan, Piyasa Katılımcısı Sinan Arslaner’in geçtiğimiz haftalarda yayınlanan “Bilgi ve Deneyim Aynı Değildir” isimli kitabının sade, kolay okunan ve neredeyse ekonomi sözlüğü niteliğinde olduğunu dile getirerek, sözü Arslaner’e bıraktı.

“Teorik bir kitap olmasını istemedim çünkü ben bir akademisyen değilim”

Arslaner, sektörde 37 senesinin dolduğunu belirterek, yayıncılık hayatına başlama serüveni hakkında “2013’te bir ekonomist dergisi tarafından yılın kitabı seçilen Kızıl Kapitalizm’in çevirisini yaptım. Tüm piyasanın gelişmesinde yeni ürünlerin tanıtılmasında aktif rol aldım. Kazandığım deneyimleri genç nesillere aktarılması ve tarihe bir not düşülmesi gerektiğini düşündüm. Teorik bir kitap olmasını istemedim çünkü ben bir akademisyen değilim.” ifadelerini kullandı.

“Sermaye piyasası mevzuatı, bankalar tarafından önlendi”

Bankaların geçmişte kendilerine rakip olma korkusuyla sermaye piyasasını sürekli kösteklediğini söyleyen Arslaner, “1980’li yıllarda liberal ekonomiye geçisin olması gerekiyordu. Gerçek bir piyasa ekonomisi olmadığı için tarihte bakıyoruz. 1950’li 1960’lı yıllarda hep birtakım sermaye piyasası mevzuatı öne sürülmeye çalışılmış ama hep bankaların önlemesiyle karşılaşmış.” dedi.

Arslaner, City Bank bünyesinde çalışmanın kendisine çok fazla şey kattığına değinerek, “Borsa üyeliğinin o kadar basit bir fonksiyon olmadığını çok büyük altyapısı gerektiğini bizzat yaşayarak öğrendik. Bunların başında risk yönetim kılavuzları, hukuki görüşler, altyapı yönetmeliklerini City Bank bunları bize zorla öğretti. Hayatımızda da örnek olarak çok faydasını gördük.” diye konuştu.

“Kaynaklar her zaman kıttır”

Yatırımcı ekosisteminde tasarrufun önemine dikkati çeken Arslaner, “Bizim borsadaki spekülatif hareketlerden uzak, uzun vadeli bakmak lazım. Ekonomi bilimi itibariyle ihtiyaçların sonsuz olduğu ama kıt kaynakların da etkin kullanımı önerir. Kaynaklar her zaman kıttır. İhtiyaçlar her zaman sonsuzdur. Demek ki bu işin sonu yok. Bir yerden bir şeyleri kısmak lazım diye düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

“Bir parça gönüllü bir parça zorunluluk olmalı”

Arslaner, Türkiye’de geçtiğimiz dönemde insanlara bireysel emekliliğe zorunlu katılım şartı getirilmesi hakkında şunları kaydetti:

“Bir parça gönüllü bir parça zorunluluk olmalı. Zorunluluk tarafı sigorta sektörünün büyümesinde yatıyor. Bireysel emeklilik sistemi bunu bir parçası. Arkasından tarım sigortaları gelmiş. Bu gibi yöntemlerle sigorta sektörünün tahsilatlarının ve birikimlerinin çok büyütülmesi lazım. Yatırım bankacılığının temel felsefesinde uzun vadeli kaynak olması lazım. Uzun vadeli kaynağı yaratacak en büyük yer, sigorta firmaları. Bireysel emeklilik sistemi, en güzel kurumsal yatırımcı oldu. Bunu büyütmek için zorunlu katılım sistemi devreye sokuldu. Zorunluluk kalktı diye biliyorum ama bunun devam ettirilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

“Yatırımcı perspektifinden ortaya çıkan uzun vadeli bakış açısı önemli”

Yatırımcıların küstürüldüğünü öne süren Arslaner, “Hane halkı hisse senedine yatırım yapmıyor. Yatırım bankacılığının ve tasarrufların geliştirilmesinde tasarrufların hisse senedine kanalize edilmesi için ortaya uzun vadeli yatırımların teşvik edilmesi lazım. Bu da ekonomik makro istikrarla olacak bir konu. Yatırımcı perspektifinden ortaya uzun vadeli bakış açısı önemli, spekülasyondan uzak. Hane halkına inmesi lazım.” şeklinde konuştu.

“Hisse senedinde uzun vadeli bakmak lazım”

Arslaner, hisse senedinde uzun vadeli bakmak gerektiğine dikkati çekerek,  “Oyun yeri olarak bakılıyor. Spekülatif yatırımcıların dışında uzun vadeli yatırım olarak bakılamıyor. Bunu çözmek için borsa endeksli fonlar doğru çözüm olarak öneriliyor. Hane halkını bunlar çok güzel teşvik edebilir. Hisse senedinde uzun vadeli bakmak lazım.” dedi.

“Girişim sermayesi yatırım fonu tarafında önemli gelişmeler olacak”

Önümüzdeki günlerde özellikle girişim sermayesi yatırım fonu tarafında önemli gelişmeler olacağını söyleyen Arslaner, “Kurumsal sosyal sorumluluk, çevre ekonomisi bunlar çok önemli kavram olarak karşımıza çıkıyor. Firmalar bunu göz ardı edebilecek durumda değil. Türkiye’deki yeşil, girişim sermayesi yatırım fonu kurulabilir mi sorusuna cevap arıyoruz. Bu da yeşilin standartlarını da ortaya koyması gerekiyor. Türkiye’de bankaların kredileri var. Rüzgar enerjisine, güneş enerjisine sürekli yatırımlar yapılıyor.” ifadelerini kullandı.

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.