enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,2599
EURO
34,7092
ALTIN
2.394,41
BIST
10.254,63
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
20°C
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Perşembe Az Bulutlu
18°C
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C
Cumartesi Az Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
19°C

Hamilelik hakkında doğru sanılan 10 hatalı bilgi

Hamilelik hakkında doğru sanılan 10 hatalı bilgi
25.08.2023 10:19
3
A+
A-

Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Aysel Nalçakan, hamileliğin mutlaka hekimin yönlendirmesi ve takibi altında geçirilmesi gereken bir süreç olduğuna dikkat çekerek, “Her adımın, her kararın dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi ve doğru bilgilere dayanması, anne ile bebeğin sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle anne adaylarının hamilelik ile ilgili merak ettikleri her konuyu hekimlerine danışmaları çok önemlidir” dedi. 

"Anne adayı aşerdiği besini mutlaka tüketmeli: Yanlış"

Anne adayının aşerdiği besini tüketmezse bebekte doğum lekesi gelişebileceğine beya bebeğin bir uzvunun eksik olacağına yönelik yaygın bir kanı olduğunu söyleyen Nalçakan, bu bilginin kesinlikle doğru olmadığına işaret ederek, “Aşermek anne adaylarında psikolojik bir durum. Hamilelikte temel kural, doğru ve dengeli beslenme olmalı. Anne adaylarının istedikleri her besini tüketmeleri hedeflenen kilodan daha fazla almalarına ve bunun sonucunda gebelik şekeri ile gebelik tansiyonu gibi önemli hastalıkların oluşmasına yol açabiliyor” diye konuştu.

"Saç boyatılmaz ve makyaj yapılmaz: Yanlış"

Nalçakan, hamileliğin 3. ayından sonra saç boyatılmasında bir sakınca olmadığına işaret ederek, “Alerjik reaksiyon riskini önlemek için işlem mutlaka iyi havalandırılmış bir yerde gerçekleşmeli ve boya tüm saça uygulanmadan önce alerji testi yapılmalı. Hamilelikte anne adayları makyaj da yapabilirler. Ancak bu dönemde cilt daha hassas olabileceği için cilt tipine uygun ve hipoalerjenik ürünler tercih edilmeli, aşırı kimyasal içeren ürünlerden kaçınılmalı. Gün sonunda da makyaj mutlaka temizlenmeli” ifadelerini kullandı.

"Hamilelik döneminde spor yapılmaz: Yanlış"

Toplumdaki yaygın inanışın aksine, uzmanlar hamilelik sürecinde düzenli spor yapmanın son derece önemli olduğuna dikkat çekiyor. Zira hareketsizlik nedeniyle anne adayının normalden fazla kilo alması; gebelik diyabeti, gebelik tansiyonu, iri bebek ve erken doğum gibi ciddi tablolar oluşturarak hem anne adayının hem de bebeğin hayatını tehdit edebileceğine dikkati çeken Dr. Aysel Nalçakan, ''Ayrıca düzenli spor yapan anne adaylarında doğum süreci daha kolay geçiyor. Bu nedenle hamilelikte düzenli olarak yürüyüş, yüzme veya hafif egzersizlerin mutlaka yapılması gerekiyor. Örneğin, haftada 3-4 gün 30 dakika boyunca yürümek anne adayının kendisini fiziksel olarak daha güçlü ve zinde hissetmesine katkı sağlıyor. Erken doğum veya kanama riski taşıyan hamileler ise ağır ve riskli sporlardan kaçınmalı.'' dedi.  

"Bebeğin saçları çıktığında mide ekşimesi başlar: Yanlış"

Dr. Aysel Nalçakan,  ''Hamilelikte mide ekşimesi genellikle ‘bebeğin saçları çıkıyor’ şeklinde yorumlanıyor. Bebeklerde saç çıkmaya başladığında midede ekşime sorunu oluşabilse de asıl neden sıklıkla reflü hastalığı oluyor. Bebeğin gelişimiyle birlikte progesteron hormonu seviyesi yükselince normalde sıkıca kapalı olan alt özefagus sfinkteri bağları gevşemeye başlıyor. Gevşeme nedeniyle besinlerin ve mide asidinin yemek borusu ile boğaza geri gelmesi ‘reflü’ olarak adlandırılıyor. Hamilelikte yaygın görülen reflü, doğumun ardından çoğu annede kendiliğinden ortadan kalkıyor.'' şeklinde konuştu.

"Diş tedavisi bebeğe zarar verir: Yanlış"

Hamilelikte diş ve dişeti sorunlarının ihmal edilmemesi büyük öneme sahip. Aksi halde erken doğum ve düşük doğum ağırlığı riski artıyor. Dolayısıyla rutin diş kontrollerinin aksatılmaması gerektiğine değinen Aysel Nalçakan, ''Tedavi edilmesi gereken bir sorun varsa ilaç tedavisi uygulanabiliyor veya diş çekimi yapılabiliyor. Acil değilse 3 aylık dönem geçtikten sonra tedavi tercih edilirken, acil bir durum varlığında ise hızlıca müdahale ediliyor.'' diye konuştu.

"Hamilelikte cinsel ilişki zararlıdır: Yanlış"

Hamilelik sürecinde cinsel ilişki bebeğe herhangi bir zarar vermediği gibi, oluşturduğu mekanik etkiyle rahim ağzından birtakım maddelerin salgılanmasını sağlayarak doğumu da kolaylaştırdığını belirten Aysel Nalçakan, ''Dolayısıyla bu riski taşımayan anne adaylarının rahat ettikleri sürece son haftaya kadar cinsel ilişkiye girmeleri sağlığı olumsuz etkilemiyor. Ancak düşük ve erken doğum riski varsa cinsel hayatın kısıtlanması gerekiyor.'' dedi.

"Normal doğumdan sonra cinsel yaşam eskisi gibi olmaz: Yanlış"

Nalçakan, ''Yaygın inanışın aksine vajinal bölge yaklaşık olarak 6 hafta içinde eski halini aldığı için normal doğum cinsel yaşam üzerinde olumsuz bir etki oluşturmuyor. Eğer doğum sonrasında vajina eski haline dönmezse günümüzde uygulanan operasyonlarla vajinadaki genişlik kolaylıkla daraltılabiliyor.'' ifadelerini kullandı.

"Hamilelikte sırtüstü yatılmaz: Yanlış"

Anne adayları kendilerini rahat hissettikleri her pozisyonda uyuyabiliyor. Ancak ilerleyen haftalarda, özellikle de 3. trimesterde büyüyen rahim damarlar üzerinde bası yaparak kalbe dönen kan miktarını azaltabiliyor. Bunun sonucunda kan basıncı düşebiliyor ve yine diyafram basısı nedeniyle solunum güçlüğü oluşabiliyor. Bu nedenle hekimler hamileliğin son haftalarında sol yan tarafa doğru yatılmasını tavsiye ediyor. Dr. Aysel Nalçakan, “Ancak sırtüstü yatmakta herhangi bir güçlük çekilmiyorsa, bu pozisyonda yatılmasında veya uykuda pozisyon değiştirilmesinde bir sorun yoktur.” dedi.

"Şeker yükleme testi yapılması sakıncalıdır: Yanlış"

Şeker yükleme testi hem anne adayı hem de bebek için tamamen güvenli bir test. 'Şeker yükleme testiyle vücuda alınan şekerin daha fazlası hamileler tarafından gün içinde zaten tüketiliyor' diyen Nalçakan, ''Oysa tanı konulmayan ve bu sebeple kontrol altına alınamayan diyabet; bebekte erken doğum, yapısal anomaliler (kalp, sinir sistemi vb), gebelik tansiyonu ve iri bebek gibi ciddi sorunlara yol açabiliyor. Bu nedenle ek risk faktörleri yoksa, hamileliğin 24-28. haftaları arasında (ek risk varsa bazen hamileliğin erken haftalarında da) mutlaka şeker taraması yapılması gerekiyor.'' şeklinde konuştu.

"Tüp bebek tedavisi sonrasında mutlaka sezaryen doğum olmalı: Yanlış"

"Takipleri normal giden ve tek bir bebek olan hamilelikte mutlaka sezeryan ile doğum gerekmez" diyen Nalçakan, ''Sağlıklı devam eden hamilelikte anne adayları normal doğum yapabilir.'' diye konuştu.

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.