enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3144
EURO
34,8523
ALTIN
2.408,53
BIST
10.278,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
22°C
İstanbul
22°C
Açık
Salı Açık
25°C
Çarşamba Az Bulutlu
20°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
17°C
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C

Enflasyon – Stagflasyon kavramında iktisadi yaklaşım

Enflasyon – Stagflasyon kavramında iktisadi yaklaşım
A+
A-

Stagflasyon ortamı ve tanım Ekonomideki durgunluğun enflasyonla birleşimine “stagflasyon” denir. Stagflasyon, modern iktisat tarihi boyunca belirli dönemlerde ekonomik bir hastalık olarak etkili olmuştur. Tipik olarak stagflasyon ortamında ekonomik büyüme yavaşlar, işsizlik artar ve enflasyon yükselir. Küresel ekonomi bazında düşünürsek; Covid sonrası toparlanma sürecinde artçı etki olarak devreye giren küresel arz sorunu, büyüme endişelerini yeniden gündeme getirdi ve arz sıkıntısı da enflasyona konu olduğu için “stagflasyon” yorumları arttı. Burada da tarihsel olarak; Petrol fiyatlarının yıkıcı etkisinin hissedildiği 1970’li yılların ekonomisinde önemli bir yansıması vardır.

Jeopolitik sıkıntılar ve sıkılaşma politikaları Rusya ve Ukrayna savaşının tetiklediği enflasyon ve küresel arz sıkıntıları, önceden getirilen tedarik zinciri bozulması ve üretimin negatif etkilenmesi anlamındaki durumu daha da kötü hale getirdi. Çin’deki sıfır Covid politikası kapsamındaki önlemlerin de tedarik zincirine ilave sıkıntılar eklediğini söyle ek mümkündür. Enflasyon asimetrisi ortamında, Merkez bankalarının da sıkılaşma politikalarına ağırlık vermesi bu etkinin daha etken bir şekilde stagflasyon tarafına kaymasına neden olabilir ki, burada da aslında stagflasyonun nitelikleri birbirinden farklı olarak tanımsal veya niteliksel olarak ayrışacaktır. Şöyle ki;

Enflasyon oranlarının gelecek yıl politika kaynaklı veya baz etkisi kaynaklı olarak gerilemesi beklenecektir. Ancak bu demek değildir ki %2 enflasyonu gelişmiş ülkelerde hemen göreceğiz. Buna ek olarak, enflasyon oranları gerilese bile kontrol dışı arz faktörlerinin fiyat baskısı üzerinde para politikalarının direkt bir etkisi olamayacaktır. Dolayısıyla Euro Bölgesi gibi bir jeopolitik kriz menzili içinde enerji bağımlısı ülkeler grubunun artan faizlere rağmen enflasyon oranlarının düşmemesi ve ekonomik daralma döngüsü içine girmeleri söz konusu olabilir. Fed ise, enerji krizi etkilerini yerel kaynaklarla kompanse ederek kendi enerjisini de bağımlı Avrupa’ya satarak durumdan kar elde edebilecek bir ABD ekonomisi çerçevesinde uzun süreli bir resesyon etkisini şu anda düşünmüyor ve enflasyonun üzerine yoğunlaşabiliyor.

ABD 2-10 yıllık faiz spreadi, 5-30 yıllık faiz spreadi, GSYH büyümesi ve TÜFE karşılaştırması

Stagflasyona karşı politikalar Arza dayalı faktörler bağlamında, merkez bankalarının ekonomik yönetime uyumu birincil etkide; İkincil etkide ise enflasyon görünümünün fiyatlama davranışı üzerindeki etkisine dayalı bir strateji olmalıdır. Talep faktörü açısından ise enflasyonu daha da ısıtacak politika genişliğinden kaçınılarak fonlama koşulları piyasa koşullarına göre belirlenmelidir. Enflasyon ve büyüme normal şartlarda birbiriyle uyumlu ekonomik hedefler olmadığından, denge noktasını bulmak için konjonktürel ekonomik faktörler de dahil olmak üzere tüm koşulların analiz edilmesi gerekir. En basit haliyle; Büyümeyi artırmak için faiz oranlarını düşürürsünüz (gevşek), enflasyonu düşürmek için faiz oranlarını yükseltirsiniz (sıkıştırma). Enflasyonu düşürme sürecinde, durum ne kadar şiddetli olursa, politika yapıcılar geri dönüşüm sürecinde o kadar az popüler olabilir. Bu nedenle iyi bir ekonomi politikasının geniş bir düzeyde uygulanması ve ekonominin ihtiyaç ve önceliklerinin doğru sırayla analiz edilmesi önemlidir. Düzgün yönetilen bir ekonomide, şokları yönetmek de daha kolaydır.

Sonuç? Günümüzde büyüme ve enflasyonun önceliklendirilmesine ilişkin görüşler birbirinden farklılık gösterse de, sürdürülebilir büyüme dinamikleri için enflasyonun düşürülmesi gerektiği görüşü hakimdir. Bu doğrultuda, para politikası araçlarının kontrolü ile talep ve ikincil etkilerin baskılanması, ardından koşulların normalleştirilmesi ve büyümenin önünün açılması yoluyla fiyat istikrarının istenilen düzeye getirilmesi rasyonel bir uygulama olarak değerlendirilmektedir.

Kaynak Enver Erkan / Tera Yatırım

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.