15 Kasım Dünya KOAH Günü’nde solunum sağlığına dikkat çekildi

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Özdemir, KOAH hakkında önemli bilgiler verdi. Özdemir, "Tedavide hastalığın şiddetine göre nefes açıcı ilaçlar, rehabilitasyon programları, bronkoskopik tedaviler gibi farklı tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Ancak bu tedaviler hastalığı tedavi etmekten çok semptomları kontrol altına almak ve yaşam kalitesini yükseltmek üzerine etkilidir" dedi.

Dünya genelinde her yıl 15 Kasım'da kutlanan KOAH Günü, kronik obstrüktif akciğer hastalığına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla düzenleniyor.

Özdemir açıklamasında "KOAH, hava yolunun daralması ve buna bağlı olarak solunum sorunlarına neden olan yaygın bir akciğer hastalığıdır." ifadesini kullandı.

KOAH'ın dünya genelinde ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada yer aldığını belirten Doç. Dr. Cengiz Özdemir, hastalığın gelişiminde en sık görülen risk faktörlerini şu şekilde sıraladı: “Tütün kullanımı ve dumanına maruziyet, mesleki ve çevresel toz maruziyeti, hava kirliliği.”

Özdemir, yüksek gelirli ülkelerde KOAH'lı olguların yüzde 70'inden fazlasının sigara ve diğer tütün ürünlerine bağlı olduğunu belirterek, düşük ve orta gelirli ülkelerde ise hava kirliliğinin önemli bir risk faktörü olduğuna dikkat çekti..

 Doç. Dr. Cengiz Özdemir, KOAH'ın belirtileri arasında nefes darlığı, öksürük (balgamlı veya kuru) ve hırıltı bulunduğunu ve nefes darlığının genellikle hastalığın erken safhalarında eforla başlayıp ve ilerledikçe belirginleştiğini vurguladı. 

Doç. Dr. Özdemir, KOAH'lı hastalarda görülen diğer risklerin arasında akciğer enfeksiyonları, akciğer kanseri, kalp hastalıkları, osteoporoz, depresyon ve anksiyete gibi eşlik eden hastalıkların riskinin daha yüksek olduğunu belirtti.

KOAH'ın seyrini etkileyen en önemli faktörlerden birinin alevlenmeler olduğunu belirten Özdemir, alevlenmelerin genellikle enfeksiyonlardan kaynaklandığını ve bu nedenle grip, COVID ve pnömoni gibi enfeksiyonlardan korunmanın önemine vurgu yaptı.

Özdemir, KOAH'ın tedavisinde risk faktörlerinin kontrol altına alınmasının yanı sıra, semptomların yönetimi ve yaşam kalitesinin artırılması için multidisipliner bir yaklaşımın gerekliliğine vurgu yaparak, bireylerin sağlık profesyonelleriyle işbirliği içinde olmalarının önemine değindi.

Hibya Haber Ajansı