enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5670
EURO
34,7178
ALTIN
2.411,47
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
24°C
İstanbul
24°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Az Bulutlu
22°C
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Parçalı Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C

İmamoğlu: “Değişin, değiştirin, değişime katkı sunun”

İmamoğlu: “Değişin, değiştirin, değişime katkı sunun”
23.05.2023 16:33
35
A+
A-

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Kent Lokantalarının 9’uncusunu, Gençlik Ofislerinin de 6’ncısını, Sarıyer Rumelihisarüstü’nde, Boğaziçi Üniversitesi’nin güney kapı girişinin tam karşısında açtı. Açılışları gerçekleştirmek için Rumelihisarüstü Mahallesi’ne gelen İBB Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, Boğaziçili öğrenciler ve bölge sakinlerinin yoğun ilgisiyle karşılandı. İmamoğlu’na; Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de eşlik etti. Vatandaşların sevgi gösterileri altında yerleşkeye ulaşan İmamoğlu, ilk olarak öğrenciler ve Boğaziçili akademisyenlerle Gençlik Ofisi’nde bir araya geldi. Buradaki sohbetin ardından lokanta katına geçen İmamoğlu, öğle yemeğini öğrenciler ve akademisyenlerle birlikte yedi.

“Kent lokantalarının ana hedef kitlesi, öğrenciler ve çalışanlar”

Kent lokantalarını, 2022 yılının Temmuz ayından itibaren açmaya başladıklarını belirten İmamoğlu, “Gördüğünüz yemeğimiz, 29 TL olarak insanlarımıza servis ediliyor. Bunun önemi çok büyük. İstanbul Planlama Ajansı'nın yaptığı araştırmaya göre; ‘Dönem dönem evimde yiyecek bulunmuyor’ diyenlerin oranı, neredeyse yüzde 20’ye dayanmış İstanbul'da. Toplumun böyle bir sıkıntısını yaşadığımız noktada, İBB olarak, halkımızın yanında farklı çalışmalarımızla, sosyal yardımlarımızı artırarak katkı sunmaya ve onları desteklemeye gayret ediyoruz” dedi. Kent Lokantalarının ana hedef kitlesinin öğrenciler, çalışanlar ve esnaf olduğunu kaydeden İmamoğlu, “Bu noktada biz, üniversitelere yakın noktaları seçerek, Avcılar'dan Sultanahmet'e veya diğer noktalara varıncaya kadar, oralarda Kent Lokantası hizmeti ağımızı büyütüyoruz” diye konuştu.

“Boğaziçi Üniversitesi’nde aylarca TOMA'yı görmekten utanç duydum”

Boğaziçi Üniversitesi’nin bu anlamda özel bir öneme sahip olduğunun altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi:

“Türkiye'nin göz bebeği ve dünya ölçeğinde önemli üniversitelerimizden birisi olan Boğaziçi Üniversitesi, ne yazık ki son dönemde, eğitimin dışında birçok konuyla toplumun gündeminde. Ve bu konu, asla bizi mutlu edecek bir gündem değil. Ne yazık ki, okuldaki usule uygun olmayan, geleneğine uygun olmayan, zoraki atamalarla üniversitenin yıllardır ortaya koymuş olduğu o güçlü gelişimini tıkayan, başka bir yöne eviren öğrencilerini, akademisyenlerini yok sayan bir akılla, siyasi iradenin üniversiteye hükmetmesiyle kötü bir sürece doğru sürüklendi. Ben, ne yazık ki burada aylarca TOMA'yı görmekten utanç duydum. Ama yaptığımız Hisarüstü-Aşiyan fünikülerinden sonra, oradaki çevre düzenlemesiyle ve oradaki emniyet güçlerinin de anlayış göstermesiyle en azından orayı makul bir düzene ve sisteme kavuşturduk. Bundan dolayı mutluyum.”

“Siyasi iradenin kurumlara hükmetmesinin sona ermesi lazım”

“Bütün bunların iyileşmesi için, bu siyasi iradenin kurumlara hükmetmesinin sona ermesi lazım” diyen İmamoğlu, “Üniversitelerin özgürlüğünü, bağımsızlığını, oradaki o özgün aklı, gençlerin kendilerini ifade edebilmelerindeki engellerin kaldırıldığı bir sürecin, aslında gelişime nasıl katkı sunduğunu biliyoruz. Bunların olması, bunların daha yoluna koyulması için, tarihi bir pazar gününe geldik. Burada hem gençlerin hem toplumun her kesiminin çok ciddi düşünüp, bu şekilde her kuruma müdahaleyi kendine yol ve yöntem olarak tespit etmiş bir sistemi artık bu ülkenin gündeminden kaldırmanın ve değişimin zamanının geldiğini düşünüyorum. Ve bu tabii ki ekonomimizi de iyileştirsin. İnşallah ülkemizin her gencinin ekonomik sorunlarının kalmadığı günleri görürüz. O zaman Kent Lokantalarını başka bir misyonla vatandaşımıza sunarız. Ama bugün gerçekten ciddi bir ihtiyacı görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Gençlere çağrı: “Lütfen değişin, değiştirin, değişime katkı sunun ve kendi geleceğinizin kararını verin”

İmamoğlu, yemek sırasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. İmamoğlu, gençlerin seçimdeki rolüyle ilgili soruya şu yanıtı verdi:

“Gençler, istediği her şeyi söyleyebilir. Bizi de eleştirebilirler. Öneride de bulunabilirler. Elbette ki onların düşüncelerine bir şey eklemek veya onlar adına konuşmak istemem. Ama şunu ifade etmek isterim. Tarif açısından buna ihtiyaç var. Bu seçim, bir rejimin ülkemize dayatılan bir sistemin iflas ettiği, herkesin huzursuz ve mutsuz olduğu bir ortamda bunun değiştirilmesinin gerektiği bir seçim. Bu herhangi bir seçim değil. Bir partinin gidip, bir partinin geleceği bir seçim ya da bir kişinin gidip, bir kişinin geleceği bir seçim değil. Bu bir sistemin, -bence iflas etmiş bir sistemin- ekonomik, eğitim, sosyal, yaşam, ilişki, diyalog, yargı her türlü iflas etmiş bir sistemin çöpe atılıp, gerçekten gençliğin hayatının bundan sonraki dönemini çok daha iyi yaşayacağı bir sürecin elde edilmesinin sağlanmasının önünün açılacağı bir seçim. O bakımdan bu seçim, aslında gençlerin seçimi. Sıradan bir seçim olsa, 4-5 yıllık bir dilimi konuşuruz. Ama bir sisteme son vermek ve güçlü bir sistemi halkın özgürlüğünün, demokratik haklarının savunulduğu kimsenin kutuplaştırılmadığı, kimsenin başkalaştırılmadığı, oylarıyla beraber insanların bölünmediği bir sürecin elde edilmesini istiyorsak, -ki bu bir zaman dönemi kapsıyor- bu tercih onlar için hayati olacak. İnşallah biz diyoruz ki; ülkemizin en az 30-40 yılını tasarlayacak, kurtaracak, ihtiyaçlarını giderecek bir sistem inşa edeceğiz ve bu gençlerle de olacak. Onların da sözleriyle olacak. O bakımdan, bugün bu masada oturan 18-19-20 yaşındaki gençlerimiz, aslında önümüzdeki süreçte 50-60 yaşına kadar olan dönemlerini tariflemiş olacaklar. O bakımdan bu tercih, gençlerin tercihi. Lütfen değişin, değiştirin, değişime katkı sunun ve kendi geleceğinizin kararını verin. Kendi geleceğinizi tasarlayın. Bu sisteme ‘hayır’ deyin. Yeni bir döneme ‘evet’ deyin. Biz, onun için Sayın Kılıçdaroğlu'na, gençlerin de huzurunda her yerde oy istiyoruz.”

“Yasama ve yürütmenin ayrı ellerde olması, sistemin birbirine hesap vermesini sağlayacak”

İmamoğlu, “Gençler, denge-denetim modelinden haberdarlar mı? Genç seçmen bunu biliyor mu” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Tabii ki. Gençler çok takipçi. Ben, bugün pazardaydım Çobançeşme'de. Pazarda, lisede okuyan 3-4 gencin benimle ne konuştuğunu duyduğumda, aslında her şeyin farkında olduklarını, takip ettiklerini gördüm. Ki bunların ikisi oy kullanma yaşında, ikisi değildi. Ona rağmen takip ediyorlar. Ben, başka bir şey daha görüyorum. Belki bir kısım hemşehrimiz bize oy vermeyecek: vermeyebilir. Ama selam bile vermemeyi ona ikna etmiş akıldan ne kadar kurtulmaları gerektiğini de görüyorum. Çok enteresandır. Üç, dört kadın mesela pazarda yürüyorlar… Kafaları, başları önde. Bana selam vermek istemiyorlar. Öyle öğretmiş onlara televizyonlarda. Hiç hoş değil. Ben ona zorla selam verip, alıyorum. Bazen benden kurtulamıyorlar. Eğilip yüzlerine bakıyorum. ‘Selamlar’ diyorum, saygımı iletiyorum. Hiç fırsatı kaçırmamaya çalışıyorum. Ama peşinden yürüyen çocuklar bile bizim farkımızda 10-12-13 yaşında. Onun için ben, gençlerin her şeyi bildiğini düşünüyorum. Ama yine de meselenin kitlendiği bu konuyu anlatmak lazım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Meclis’in çoğunluğu muhalefette. Başkanlık bizde. Dolayısıyla biz ne yaşadık 4 yılda? Aslında bir denge sistemi yaşadık. Evet, Meclis orada. Orası Türkiye’ye uyarlarsak, Türkiye Büyük Millet Meclisi, yasama. Başkanlık sisteminde, Cumhurbaşkanlığı ne? Yürütme. Yürütmenin başka birinde, yani Sayın Kılıçdaroğlu'nda olması, yasama tarafının ise, -oradaki her partinin farklı milletvekili sayısı var- başka birinde olması, bu ülkenin önünü tıkayacak bir şey değil. Tam aksine, dengeleyecek. Yani sistemin birbirine hesap vermesini sağlayacak.”

“Denge denetim sistemine de oy verin”

“Bir yanlış yaptığında, hesabının verildiği bir mekanizmanın kurulmasını sağlayacak gerçek demokrasinin bir anahtarı gibi duruyor. O bakımdan birileri, ‘Efendim Meclis şöyle, oylarınızı bize verin, yoksa ülke şöyle olur, böyle olur…’ Sakın inanmayın. Sakın inanmayın. Aksine; her şeyin, her yetkinin bir kişide olmasının karşılığı ne biliyor musunuz? Boğaziçi'nin düştüğü durum. Karşılığı ne biliyor musunuz? İstanbul'da Kanal İstanbul gibi bir sefaletin, rezaletin bu şehre yaşatılmasının önünün açılması. Çünkü, mesela Kanal İstanbul üç aydır konuşmuyorlar. Niye? Ağızlarını düğümlemişler. Niye? Kelime edemiyorlar. Niye? Çünkü toplumun yüzde 65-70’i istemiyor. Onu söylerlerse başına iş alacak. Unutturuyorlar. Bu kadar da kötü niyetliler. İşlerine geleni unutturuyorlar. Ama uydurma, kumpas, yalan ifade ettikleri bazı şeyleri de ne yazık ki çekinmeden, milletle, gerçekmiş gibi paylaşabiliyorlar. İşte bütün bu iktidar hırsının bertaraf edildiği, yöneticilerin insanlarına hesap verebildiği bir sistemin de varlığı açısından, böylesi bir denge düzeninin, yürütmenin bir Cumhurbaşkanında ya da onun heyetinde olması ama yasamanın farklı siyasi partilerinin meclis üyelerinin olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde olması, bu ülkenin çıkışının ışığıdır. Bunu lütfen böyle bilin. Ve o denge-denetim sistemine de oy verin.”

 

Hibya Haber Ajansı

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.