Şeyh Said isyanıyla ilgili muhalefetin yaptığı açıklamalara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dilara Tambova açıklamasında “Son günlerde, gündemi meşgul eden ve bize göre yoruma dahi açık olmayan şeyh said isyanıyla ilgili, muhalif cenahtan; destekleyici ya da flu açıklamalar yapılması, ülkemizde, milli siyasetin nerelere geldiğinin de acı bir göstergesidir.” ifadelerine yer verdi.
“Açık ve net bir Atatürkçü olarak, siyaseti, Atatürk’ün çizdiği yolda devam ettirdiği iddiasında olan partinin de bu meseleye tereddütsüz yaklaşması beklentisi içindeydim.” diyen Siyaset bilimci ve politikacı Tambova, sözlerine şöyle devam etti:
“Lakin! Beklentimi boşa çıkararak; mevzuyu, tarihçilere havale etmek ve birkaç genel geçer sözle geçiştirmek, kamuoyunu ve duyarlı muhalif seçmeni ikna etmekten ziyadesiyle uzaktır. Zira bu konu, tarihçilerin olduğu kadar devleti yönetmeye talip olan siyasetçilerin ve liderlerin de en öncelikli meselesidir.”
Tambova, muhalefetin özünden ve Atatürkçü seçmeninden uzaklaştığını dile getirdi. Tambova “Çünkü bahsi geçen şahıs! Cumhuriyete ve Atatürk’e karşı, alenen isyan hareketi başlatmış; laik rejime ve devlete baş kaldırmıştır. Üstelikte kendilerinin dahi haksız bir “övünçle” sahip çıktığı bu isyanı, sizlerin, gözlerden kaçıma çabası akıllara ziyan bir vakıadır. Bu kadar kesin bir mevzuda dahi tereddüt yaşamak, ya acemilikten ya da tamamen oy kaygısından ileri gelmektedir. Ancak! Buradaki esas sorun, karşı cenahtan oy kapmak uğruna; özünüzden ve Atatürkçü seçmeninizden uzaklaşıyor olmanızdır. Bu kitle, nasıl olsa bize oy vermeye mecburdur düşüncesi ise sizin en büyük yanılsamanızdır. Zira ulusalcı seçmen, gün geçtikçe kendini sahipsiz hissetmekte ve azımsanamayacak bir seçmen kitlesi de artık! Hiçbir siyasi partinin, kendi görüşlerini temsil etmediğini düşünmektedir. Ve ne yazık ki bu ülkede, Atatürk ve Atatürkçüler gittikçe yalnızlaştırılmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Tambova, muhalefete uyarılarda bulunarak şu ifadelere yer verdi:
“İktidara söyleyecek fazla sözümüz yoktur. Zira onlar, zaten laik düzene ve cumhuriyete karşı, dini referans alan; Atatürk devrimlerini ve laikliği ortadan kaldırmaya namzet bir yapıdır. Burada! Esas uyarımız, muhalefete olacaktır. Zira onların! Bir an evvel kendi özüne dönüp, ivedilikle toparlanması elzemdir. Unutulmamalıdır ki! Siyaset, sadece oy alma gailesi ve çabasından ibaret değildir. Bunun çok daha ötesinde; bir irade beyanı, bir duruş ve taraf olma meselesidir. Belli bir zümreden; fazladan oy almak uğruna, Kuvayi Milliye ruhuyla var olan bu, inanç ve ideolojinin yok sayılması, tarihimize de büyük bir haksızlık olacaktır. O ruhun devamı olduğu iddiasındaki bir partinin de böylesi bir konuda flu kalması, oldukça düşündürücüdür.”
Tek çıkar yolun Atatürk ilke ve devrimleri olduğunu söyleyen siyaset bilimci ve politikacı Dilara Tambova "Bu yoldan saparsanız, iktidarın, kötü bir taklidi olmaktan ibaret kalacaksınız. Konunun özü; Atatürk! Hür ve çağdaş bir ulus tahayyül etmiş ve laik cumhuriyeti kurmuştur. Buna karşı; çokça gerici isyanlar çıkmış ve bu isyanlarda, barbarca katledilenler olmuştur. Devlete karşı isyan! Her zaman için ihanet sayılmakta ve devletin, rejimi ve düzeni koruma refleksi de çok tabii karşılanmaktadır. Esas sorulması gereken soru ise şudur! Cumhuriyete ve Atatürk devrimlerine sahip çıkarak mı siyaset geliştireceksiniz? Yoksa dönemlik ya da moda deyimle, konjektürel olarak; güne ve vaziyete göre duruş mu belirileceksiniz." sözlerine yer verdi.
Hibya Haber Ajansı